Thursday, September 29, 2011
In memory of Wangari Maathai (1940-2011)
“Karşı karşıya olduğumuz sorunlarla sürekli bir şekilde bombardıman altında olduğumuz için kendimizi tamamen bunalmış hissettiğimizde, sinek kuşunun hikayesini hatırlarım. Dev bir ormanda büyük bir yangın çıkmış. Ormandaki bütün hayvanlar kaçışmışlar ve ormanın yanmasını üzüntü içinde seyretmeye başlamışlar. Kendilerini son derece tükenmiş, çaresiz ve güçsüz hissediyorlarmış. Küçücük bir sinek kuşu hariç. Sinek kuşu, ‘bu yangını söndürmek için bir şeyler yapmalıyım’ demiş ve en yakındaki dereye gidip gagasına bir damla su almış, sonra ormana kadar uçup yangının üzerine bırakmış. Olabildiğince hızlı bir şekilde bir aşağı, bir yukarı uçup, damlaları yangının üzerine bırakıyormuş. O sırada bütün diğer hayvanlar çaresiz bir şekilde yangını seyrediyorlarmış. Aralarında kocaman hortumlarıyla çok daha fazla su taşıyabiliecek filler bile varmış. Sinek kuşuna sormuşlar: ‘Ne yapabileceğini sanıyorsun ki? Sen küçük bir kuşsun, bu yangın ise dev gibi. Seni kanatların küçücük, gagan minicik. Her seferinde ancak bir damla su taşıyabilirsin.” Onlar cesaretini kıracak sözler söylemeye devam ederken, sinek kuşu hiç vakit kaybetmeden uçmaya, yangını söndürmek için gagasıyla su taşımaya devam etmiş. O arada da dönüp diğer hayvanlara cevap vermiş: ‘Yapabileceğimin en iyisini yapıyorum.’ Bence hepimizin yapması gereken de işte bu. Her zaman o sinek kuşu gibi olmalıyız. Çok önemsiz bir insan olabilirim, ama hiçbir zaman gezegen tükenirken durup seyreden o hayvanlar gibi olmak istemiyorum. Ben sinek kuşu olacağım, elimden gelenin en iyisini yapacağım.”
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment