İstanbul, 24 Eylül 2008
Bugün, Enerji Bakanlığı tarafından yapılan nükleer santral ihalesine şartname alan 13 şirketten sadece biri, Rus Atostroyexport teklif verdi.
Bu sonuç, pek çok nedenle kamuoyu desteği olmayan nükleer endüstrinin çöküşünün son işaretidir.
Şu anda yapılması gereken, nükleer ihalenin derhal iptal edilmesi ve hükümetin elindeki bütün nükleer projelerden vazgeçtiğini açıklamasıdır. Hükümet, 1000 MW’lık tek reaktörü 5 milyar dolar eden nükleer yatırımı devlet eliyle yapmak gibi bir inada kalkışmamalıdır. Zaten şirketler kamuoyu baskısı nedeniyle ve bu kadar pahalı bir yatırım için kredi bulmaları imkansız olduğu için ihaleden çekilmişlerdir.
Nükleer karşıtlarının, yeşillerin, çevrecilerin ve duyarlı kamuoyunun en baştan beri gerçekleri söylediği bir kez daha kanıtlanmıştır.
Bu sonuç, Türkiye’deki bütün nükleer karşıtlarının, Akkuyu ve Sinop halkının zaferidir.
Şimdi, akılcı, yeşil bir enerji politikası için mücadele zamanı.
Bilge Contepe - Ümit Şahin
Yeşiller Partisi Eş Sözcüleri
Yeşiller Partisi
İstanbul Yeşil Ev:
İstiklal cad. Balo sok. No:21 Kat:1 Beyoglu - İstanbul
Tel: 212-244 77 80 ve 533-362 02 13
yesillerbilgi@yahoo.com.tr
www.yesiller.org
www.yesilgazete.org
Thursday, September 25, 2008
Monday, September 15, 2008
Presidents must be held accountable
Rep. Dennis Kucinich, a former Democratic presidential candidate from Ohio, introduced a resolution to impeach President Bush into the House of Representatives on Tuesday. Kucinich tells the House Judiciary Committee that Congress has a duty "to demand accountability for one of the gravest injustices imaginable...The decision before us is whether Congress will stand up to tell future Presidents that America has seen the last of these injustices, not the first."
Full text of Congressman Kucinich's testimony
Official Website
Full text of Congressman Kucinich's testimony
Official Website
Tuesday, September 09, 2008
“BirGün okuruna yönelik polis şiddetinin sorumlusu AKP’nin cesaretlendirmesidir.”
Yeşiller: “BirGün okuruna yönelik polis şiddetinin sorumlusu AKP’nin cesaretlendirmesidir.”
8 Eylül 2008, İstanbul - Yeşiller Partisi bugün yaptığı basın açıklamasıyla Tutku Türkol adlı öğrencinin BirGün gazetesi okuduğu için polis şiddetine maruz kalmasını kınadı. Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Bilge Contepe tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Genç bir kadın, İstanbul Kadıköy’de BirGün gazetesi okuduğu için polis tarafından kaçırılıyor, karakola götürülüyor, şiddete maruz kalıyor, boğazı sıkılıyor, tehdit ediliyor ve yasal bir gözaltı işlemi de yapılmadan, yani geride bir kanıt bırakmadan bırakılıyor.
Hangi devirde, nerede yaşıyoruz?
Açıkça görülüyor ki, insanların okuduğu gazeteye ve düşüncelerine bakılarak devletin resmi güvenlik görevlileri tarafından böyle bir muameleye maruz bırakılmalarının asıl sorumlusu, polisleri diledikleri yerde diledikleri gibi davranmaları için cesaretlendiren AKP’nin polis devletidir. İşkencecileri cezalandırmayan aynı anlayıştır. Toplumsal olaylara 1 Mayıs gösterilerinden Sinop’taki nükleer karşıtı eylemlere kadar demokratik hakları çiğneyerek müdahale eden aynı anlayıştır. Kadına yönelik şiddeti ve tacizi görmezden gelen aynı anlayıştır.
Sokakta korkmadan dolaşmak, dilediğimiz gazeteyi taşımak, okuduğumuz gazete BirGün olduğu için, muhalif olduğumuz için ya da kadın olduğumuz için polis şiddetine maruz kalmak istemiyoruz. Sokaklarda polislerin güvenlik sağlamak için değil, halkın güvenliğine karşı tehdit oluşturarak dolaştıkları bir ülkede yaşamak da istemiyoruz.
Bu suçu işleyen polis memurları görevden alınmalı, ama bununla yetinilmemelidir. Soruşturma tamamlanana kadar, bu rezaletten sorumlu olan tüm polis yetkilileri Moda Karakolu’nun en üst amirinden İstanbul Emniyet Müdürü’ne kadar kızağa alınmalıdır. AKP, kendine ait bir polis devleti kurmadığını ancak her türlü polis şiddetinde en sert önlemleri alarak ispatlayabilir. Aksi takdirde polis şiddetini bir kez daha cesaratlendirmiş, işkencecileri cezasız bırakmak için koruma politikasını sürdürmüş olacaklardır.
Tutku Türkol’a ve bütün BirGün okurlarına geçmiş olsun diyoruz. Yeşiller Partisi olarak vercekleri mücadelede yanlarında olacağız.
Bilge Contepe
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü
8 Eylül 2008, İstanbul - Yeşiller Partisi bugün yaptığı basın açıklamasıyla Tutku Türkol adlı öğrencinin BirGün gazetesi okuduğu için polis şiddetine maruz kalmasını kınadı. Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Bilge Contepe tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Genç bir kadın, İstanbul Kadıköy’de BirGün gazetesi okuduğu için polis tarafından kaçırılıyor, karakola götürülüyor, şiddete maruz kalıyor, boğazı sıkılıyor, tehdit ediliyor ve yasal bir gözaltı işlemi de yapılmadan, yani geride bir kanıt bırakmadan bırakılıyor.
Hangi devirde, nerede yaşıyoruz?
Açıkça görülüyor ki, insanların okuduğu gazeteye ve düşüncelerine bakılarak devletin resmi güvenlik görevlileri tarafından böyle bir muameleye maruz bırakılmalarının asıl sorumlusu, polisleri diledikleri yerde diledikleri gibi davranmaları için cesaretlendiren AKP’nin polis devletidir. İşkencecileri cezalandırmayan aynı anlayıştır. Toplumsal olaylara 1 Mayıs gösterilerinden Sinop’taki nükleer karşıtı eylemlere kadar demokratik hakları çiğneyerek müdahale eden aynı anlayıştır. Kadına yönelik şiddeti ve tacizi görmezden gelen aynı anlayıştır.
Sokakta korkmadan dolaşmak, dilediğimiz gazeteyi taşımak, okuduğumuz gazete BirGün olduğu için, muhalif olduğumuz için ya da kadın olduğumuz için polis şiddetine maruz kalmak istemiyoruz. Sokaklarda polislerin güvenlik sağlamak için değil, halkın güvenliğine karşı tehdit oluşturarak dolaştıkları bir ülkede yaşamak da istemiyoruz.
Bu suçu işleyen polis memurları görevden alınmalı, ama bununla yetinilmemelidir. Soruşturma tamamlanana kadar, bu rezaletten sorumlu olan tüm polis yetkilileri Moda Karakolu’nun en üst amirinden İstanbul Emniyet Müdürü’ne kadar kızağa alınmalıdır. AKP, kendine ait bir polis devleti kurmadığını ancak her türlü polis şiddetinde en sert önlemleri alarak ispatlayabilir. Aksi takdirde polis şiddetini bir kez daha cesaratlendirmiş, işkencecileri cezasız bırakmak için koruma politikasını sürdürmüş olacaklardır.
Tutku Türkol’a ve bütün BirGün okurlarına geçmiş olsun diyoruz. Yeşiller Partisi olarak vercekleri mücadelede yanlarında olacağız.
Bilge Contepe
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü
Sunday, September 07, 2008
çıldırmak üzereyiz!
Basına ve Kamuoyuna;
Travesti ve transseküeller olarak şiddet her an gündemimizde. Artık çıldırmak üzereyiz!
En son olarak tıpkı Ankara ve İzmir'de olduğu gibi, Bağdat Caddesi'nde yaşayan travesti ve transseksüeller olarak bizlere de Kabahatlar Kanunu gerekçe gösterilerek para cezaları kesiliyordu. Yine uzun zamandır yaşadığımız bu bölgede polisin keyfi gözaltı ve baskıları devam etmekteydi.
Bu bölgede uzun süredir yaşayan travesti ve transseküeller olarak bizler, durumun böyle daha fazla devam edemeyeceğini iyi bildiğimizden hukuki süreci başlattık. Başta talimatları veren komiser Ömer Bahadır Gülseren olmak üzere bize zulmeden polislerden şikayetçi olduk. Ve bu tarihten itibaren de yaşadığımız baskılar artarak devam etti.
Yolda yürürken kimlik ve gerekçe gösterilmeksizin apar topar ekip otolarına bindiriliyoruz ve gece çok geç bir saatte Kayışdağı'nın, Fikirtepe'nin ıssız bölgelerine bırakılıyoruz. Yine polis, tiner çeken suça meyilli şahısları bizleri sindirmek için üzerimize salmaktan çekinmiyor. Bunun dışında evlerimizin etrafında kara camlı sivil polis otoları sürekli olarak kol geziyor ve gündüz ailemizle sokakta yürürken dahi sırf cinsiyet kimliğimizden dolayı kimlik kontrolüne maruz kalıyoruz. Polis memurları son derece kaba, aşağılayıcı tavırlarla bizleri ailemizin yanında rencide ediyor.
Son olarak şikayetçi olduğumuz Ömer Bahadır Gülseren adlı bu şahıs bir kafede otururken polislerden davacı olan arkadaşımızı, yanında bulunan kalabalık polis grubuna işaret etmiş, yaptığı küfür ve aşağılamaların yanında bir de arkadaşımızı hedef göstermiştir.
Polise sınırsız yetkiler tanıyan yeni Polis Vaziyetleri ve Selahiyet kanunu pek çok kişinin ölüme varan mağduriyetler yaşamasına yol açtığı gibi, zaten polisin keyfi muameleden çekinmediği biz travesti ve transseksüellerin hayatını da iyice zorlaştırmıştır. Bizler gördüğümüz bu insanlık dışı muamelenin hepimizin sorunu olduğunu düşünüyoruz, çünkü biliyoruz ki emniyet güçlerini kontrol eden, denetleyen etkin bir mekanizma yok ve hepimiz risk altındayız.
Sonuç olarak başlattığımız hukuki mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan duyuruyor ve hepinizi 09 Eylül Salı günü İnsan Hakları Derneği İstanbul Beyoğlu Şubesi'nde saat 12:00'de yapacağımız basın açıklamasına basın açıklamasına davet ediyoruz.
Tüm duyarlı kişi ve kurumları mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.
Kadın Kapısı Sosyal Merkezi
Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı (KEG)
Lambdaİstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
İnsan Hakları Derneği
Küresel Eylem Grubu
DSİP
Travesti ve transseküeller olarak şiddet her an gündemimizde. Artık çıldırmak üzereyiz!
En son olarak tıpkı Ankara ve İzmir'de olduğu gibi, Bağdat Caddesi'nde yaşayan travesti ve transseksüeller olarak bizlere de Kabahatlar Kanunu gerekçe gösterilerek para cezaları kesiliyordu. Yine uzun zamandır yaşadığımız bu bölgede polisin keyfi gözaltı ve baskıları devam etmekteydi.
Bu bölgede uzun süredir yaşayan travesti ve transseküeller olarak bizler, durumun böyle daha fazla devam edemeyeceğini iyi bildiğimizden hukuki süreci başlattık. Başta talimatları veren komiser Ömer Bahadır Gülseren olmak üzere bize zulmeden polislerden şikayetçi olduk. Ve bu tarihten itibaren de yaşadığımız baskılar artarak devam etti.
Yolda yürürken kimlik ve gerekçe gösterilmeksizin apar topar ekip otolarına bindiriliyoruz ve gece çok geç bir saatte Kayışdağı'nın, Fikirtepe'nin ıssız bölgelerine bırakılıyoruz. Yine polis, tiner çeken suça meyilli şahısları bizleri sindirmek için üzerimize salmaktan çekinmiyor. Bunun dışında evlerimizin etrafında kara camlı sivil polis otoları sürekli olarak kol geziyor ve gündüz ailemizle sokakta yürürken dahi sırf cinsiyet kimliğimizden dolayı kimlik kontrolüne maruz kalıyoruz. Polis memurları son derece kaba, aşağılayıcı tavırlarla bizleri ailemizin yanında rencide ediyor.
Son olarak şikayetçi olduğumuz Ömer Bahadır Gülseren adlı bu şahıs bir kafede otururken polislerden davacı olan arkadaşımızı, yanında bulunan kalabalık polis grubuna işaret etmiş, yaptığı küfür ve aşağılamaların yanında bir de arkadaşımızı hedef göstermiştir.
Polise sınırsız yetkiler tanıyan yeni Polis Vaziyetleri ve Selahiyet kanunu pek çok kişinin ölüme varan mağduriyetler yaşamasına yol açtığı gibi, zaten polisin keyfi muameleden çekinmediği biz travesti ve transseksüellerin hayatını da iyice zorlaştırmıştır. Bizler gördüğümüz bu insanlık dışı muamelenin hepimizin sorunu olduğunu düşünüyoruz, çünkü biliyoruz ki emniyet güçlerini kontrol eden, denetleyen etkin bir mekanizma yok ve hepimiz risk altındayız.
Sonuç olarak başlattığımız hukuki mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan duyuruyor ve hepinizi 09 Eylül Salı günü İnsan Hakları Derneği İstanbul Beyoğlu Şubesi'nde saat 12:00'de yapacağımız basın açıklamasına basın açıklamasına davet ediyoruz.
Tüm duyarlı kişi ve kurumları mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.
Kadın Kapısı Sosyal Merkezi
Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı (KEG)
Lambdaİstanbul LGBTT Dayanışma Derneği
İnsan Hakları Derneği
Küresel Eylem Grubu
DSİP
Subscribe to:
Posts (Atom)